12 Nisan 2010 Pazartesi

Simitçi..!





Ankaralı Simitçi

Son bir yıldır öğle yemeklerini dışarıda yemek durumunda kaldığımızdan işyerinden iki ağabeyimle Tunalı civarlarında yemeğimizi yiyor ve öğleden sonrası için de Tunalı Pasajı karsısındaki köseden simit alıyoruz.

Yaklaşık on-on beş gündür tezgâhın başka birisi tarafından işletildiğini fark etmiştim. Dün bu sefer simidi ben alacağım diyerek, tezgâha gittiğimde simitçi ortalıkta görünmüyordu.

Ben de her tezgâhın basında simitçi olmadığında, Türklerin yaptığı refleks ile tezgâhın camini açacak ve parayı koyarak iki tane simit alacaktım.

Öyle de yaptım tezgâhın sürgülü camini açtım 1 YTL' yi rafa koydum ve tam simitleri alacaktım ki, orada üstüne el yazısıyla bir şeyler yazılmış, müsvedde kağıtları gördüm.

Beni iyi tanıyanlar ne kadar meraklı olduğumu bilirler; "Yahu bu da nedir, ne yazmış bu adam acaba, bir bakayım," dedim:

8.10 – 2

8.15 – 1

8.21 – 1

8.22 – 2

Anlayacağınız bu listede öğleye kadar hangi dakikada kaç simit satıldığı yazıyordu.

Sonra bu listenin altına 13.55 – 2 yazıp, üstüne bir de yıldız koydum ve simitleri aldım.

Veritabanı tutmaya bayılırım. "Allah’ım adamdaki bilince bak, veritabanı tutuyor!" dedim. Ama emin değildim. Belki de belediye böyle bir şeyler istemiştir falan... dedim.

Neyse uzatmayayım, bugün yine ayni simitçiye uğradım, bu sefer oradaydı. Nasılsın, iyi misin, hoşbeşinden sonra" 13:55 simitlerini toplama ekledin mi?" diye sorunca:

"Abi sen miydin o?" diye gülümsemeye başladı.

"Neden böyle bir liste tutuyorsun?" diye sordum,"Belediye mi istiyor?"

"Yok abi, ben 15 gün önce aldım bu tezgahın isletmesini, henüz
yabancısıyım müşterinin dedi.

Bunları dakika dakika yazıyorum, hangi saatlerde müşteri yığılıyorsa, ona göre sıcak simit getireceğim, o gün sabahın simidi aksama kaldı, utandım müşteriden" deyince ellerine sarılıp öpmek geldi içimden.

Yaa işte böyle...

İster CRM (Customer Related Management) deyin, ister PR (Public Relation), isterseniz de Market Research...

Ben simitçinin yaptığını çıkardım?... Yoo, o kadar uzun boylu değil her şeyi de yazacak değilim ya!... "Herkesin Mesajı Kendine..."

Artik her simit aldığımda aklıma VERİTABANCI SİMİTÇİ gelecek. Zekâ, işine saygı, kâr arttırma bilinci...

Hepsinin sonucunda yaratılan gerçek katma değer ve farklılaşarak rakiplerinden ayrılma...

Bunları öğretmek için yıllarca insanları yüksek ücretli okullarda okutuyorlar.

Sonuç: “veritabancı” simitçinin" yanından bile geçemeyecek olanlar, bakin her yerde yüksek maaşlar alıp, endam gösteriyorlar.


İyi günler... Sağlıklı kalın...

Hiç yorum yok: